Aslında ne kadar da masumlar. Ellerinden gelen tek şey ağlamak ya da bağırmak.

Mesela Masal. Boğazla hiç arası olmayan çocuklardan sadece birtanesi. Devamlı ben ağzına birşeyler tepme gayretindeyim. Biz sofradayken ister sadece. O da açlık yada yeme gayreti değil aslında. İlgiler üzerinde olsun, onunla ilgilenilsin…

Bütün gün Masal’a birşey verme aklına gelip onun için ağlamaz bile. Su verme biberonu görmeden onu istemeyi de beceremez. Tek derdimiz uyku. O gelince hemen nerede olursa olsun uyuyacak. Elinden oyuncağını al istemeyi de bilmiyor daha. İşte bunu diyorum… Ben Masal’ın üstüne titremesen asla sesi çıkmaz kuzumun.

Dün gece yatağa yatınca düşündüm bu konuyu. Masal doğru düzgün yemek yememişti. Aç mıydı acaba karnı karnı? Ağlamadan uyumuştu gerçi. Aç olsa ağlardı. Bunları düşüne düşüne nasıl uyudum gelin bana sorun. O anda uyansa mutfağa koşup ona çorba bile yapabilirdim o saatte. İşte masam kuzum aç mı tok mu sesi çıkmıyor. Ben verirsem yiyor ben vermezsem uyuyor böyle.

Doğumdan önce bir video izlemiştim. Dünyaya gelme hazırlıklarının tamamlandığını öğrenen bir bebek, Tanrı’ya sormuş: “Tanrım beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler, fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?”

Tanrı, doğmak üzere olan bebeğe gülümsemiş;

“Tüm meleklerin arasından bir melek de senin için seçtim” demiş

“O seni dünyada bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana her gün şarkı söyleyecek, gülümseyecek, acıktığında karnını doyuracak, uykun geldiğinde uyutacak Sen her anında onun sevgisini duyumsayarak büyüyecek ve mutlu olacaksın.”

Bebek yine sormuş: ” Peki insanlar bana birşey söylediklerinde, ben onları nasıl anlayabileceğim” demiş

“Dillerini bilmiyorum ki Söylediklerini anlayamam ki” Tanrı, çaresiz bebeği yine cesaretlendirmiş:

” Tüm varlığınla güvenebilirsin meleğine” demiş

“Anlamadığın herşeyi o sana anlatacaktır.O seni, yaşamı pahasına bile hep koruyacaktır”

O sırada bir sessizlik olmuş Dışardan “Dünyanın sesleri” gelmeye başlamış Çocuk, dünyaya ayak basmak üzere olduğunu anlamış ve çabucacık bir soru daha sormuş Tanrı’ya:

“Tanrım galiba dünyaya ayak basmak üzereyim” demiş

” Sormayı unuttum, lütfen meleğimin adını hemen söyler misin?

“Bebek “yola” çıkmadan Tanrı onu son kez cesaretlendirmiş:

“Meleğinin adının önemi yok yavrum” demiş

“Sen ona ” anne ” diyeceksin!”

İşte aslında o kadar çok o kadar ağar bir yükü var ki anneliğin anlatmakla bitmez…

Share: