Çocukların en yoğun öğrenme dönemi içinde olduğu, temel alışkanlıkların ve zihinsel yeteneklerin en hızlı geliştiği dönem 0-6 yaş arası olarak belirtiliyor. Bu zaman diliminde öğrenilen davranış şekilleri yaşam boyu devam ediyor. Ayrıca erken yaştaki deneyimlerin beynin çalışma biçimini de etkilediği biliniyor. Yapılan bazı araştırmalar, okul öncesi eğitim alan çocukların, öğrenim hayatlarının ileriki yıllarında başarı oranlarının daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmış. Okul öncesi eğitimin çocukların gelişimi yönünde pek çok olumlu etkisi olduğu belirlenmiş.

Bunlardan en önemlisi sosyalleşmeye sağladığı katkı. Çocuğun kendi ailesi dışında güvenli bir çevre içinde sosyalleşmesi oldukça önemli. Çocuklar böylece özgüven kazanarak utangaçlık duygularını bir kenara rahatlıkla bırakabiliyor. Bir diğer yandan özellikle tek çocuk olanlar için paylaşmayı öğrenmek önemli. Yaşıtları ile aynı ortamda paylaşmayı ve işbirliği yapmayı öğrenmeleri kolaylaşıyor. Pek çok etkinlik takım çalışması halinde yapılmakta, böylece çocuklar, farklı görüşleri dinleme, farklılıklara saygı gösterme ve ekip çalışmasına uyum sağlama gibi temel konuları erken yaşta kavrayabiliyor.

Kesme, boyama, yapıştırma gibi etkinliklere oldukça sık yer verildiği için de çocukların motor becerilerinin gelişimine önemli katkı sağlanıyor. Nesne eşleştirme, sınıflandırma, gözlem yapma ve fikir üretme gibi çalışmalarla matematik becerileri de gelişmeye başlıyor. Resimli kitapları inceleme ve çizim yapma gibi etkinlikler sayesinde de yazma ve okumaya olan ilgi ve becerileri artıyor. Dikkat eksikliği veya öğrenme güçlüğü gibi bir takım problemler erken yaşta fark edilebileceği için, okula başlamadan bazı önlemler alınabiliyor.

Yemek, uyku ve tuvalet gibi temel ihtiyaçları kazanmak, ebeveynlerden ayrı uzun süre zaman geçirmeyi öğrenmek, kendi işlerini yapmaları ve sorunlarını kendileri çözmeyi öğrenmeleri çocukların duygusal gelişimine katkı sağladığı gibi, kendilerine olan güvenin artmasına da yardımcı oluyor.

Share: