Faydalı Tüyolar
– Ne Zaman Gitmeli & Ne Kadar Kalmalı – Bizim tercihimiz mayıs sonu oldu. oldukça keyifli bir geziydi. 3 Gün gezdik ve doyamadık , bitiremedik 🙂

– Kapadokya’da Nerede Kalınır -Kapadokya’da müthiş oteller var. Özellikle de mağara oteller o kadar hoş ve farklı ki Kapadokya’nın vaad ettiği en özel deneyimlerden. Şiddetle tavsiye ederiz.

– Yanınıza almanız gerekenler – kesinlikle ve kesinlikle koşu ayakkabısı kadar rahat bir ayakkabı ve elbette fotograf makinası 🙂

 

Kapadokya Times’ın “Dünya’nın Yeni 25 Harikası” Listesinde 5. Sırada
Dünyanın birkaç bölgesinde de görülen peri bacalarını başka hiçbir yerde Kapadokya’da olduğu kadar yoğun bir şekilde göremezsiniz. Times Gazetesi’nde yayımlanan “Dünya’nın Yeni 25 Harikası” listesine 5. sıradan giren Kapadokya, aynı zamanda da 1985’ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde.

Buraya geldiğiniz ilk günden anlayacaksınız ki Kapadokya, doğası, tarihi, ve efsaneleriyle, sanat, kültür, spor, eğlence ve romantizmi bir potada eriterek başlı başına kendine has bir dünya vaad eden bambaşka bir yer. Öylesine mistik bir hissiyatı var ki daha birçok şeyin yanında kendinizi de keşfedebileceğiniz eşsiz bir coğrafya burası. Açıkçası kelimeler bu olağanüstü yeri anlatmaya yetmez hala gitmediyeseniz gidip kendi gözlerinizle görmeniz lazım.

Kapadokya’nın Önemi
Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri’yi içine alan ve genel olarak Kapadokya denilen bölge, bundan yaklaşık 60 milyon yıl önce, Erciyes Dağı, Güllü Dağı ve Hasan Dağı’nın yarattığı volkanik arazinin küllü ve yumuşak tabakasının, milyonlarca yıl boyunca rüzgar ve yağmur suları ile aşınması ile şekillenmiş, oldukça karakteristik bir bölge. Her ne kadar bu bölgenin temelini doğal koşullar oluştursa da burada insan eliyle oyulmuş peri bacaları içinde yaşanan hayatlar, Kapadokya’nın asıl büyülü yanını oluşturuyor.

Bu bölgedeki insan yaşamını izleri ise Paleolitik döneme kadar uzanıyor. Bir zamanlar Hititler’in yaşadığı bölge, daha sonra Hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri haline geliyor. Bölgedeki yeraltı şehirleri, peri bacaları ve mağaralar, Hristiyanlığın yasak olduğu Roma İmparatorluğu döneminde, bölgedeki Hristiyanların gizlilik içinde güvende yaşamalarına olanak sağlıyor. Bölgede kayalara oyulmuş ve yeraltındaki şehirlere kurulmuş birçok kilise bulunuyor.

Kapadokya’nın Tarihi
Kapadokya tarihi İpek Yolu güzergahında bulunan şehirlerden biri olduğundan, Hititler döneminde, ticaret ile gelişen yerlerden biri haline geliyor. M.Ö. 12. yüzyıla gelindiğinde, Hitit İmparatorluğu çöküyor. M.Ö 6. yüzyılda ise Pers İmparatorluğu, Güzel Atlar Ülkesi anlamına gelen Kapadokya’ya bugünkü ismini veriyor. M.Ö. 332’de Büyük İskender Pers İmparatorluğu’nu yenilgiye uğratırken, Kapadokya Krallığı kuruluyor fakat M.S. 17’de Kapadokya Roma İmparatorluğu’nun bir parçası haline geliyor.

3. yüzyılda Kapadokya, bölgedeki doğal koşulların saklanmaya ve gizli yaşamlar sürmeye elverişli olması ile Roma baskısından kaçan Hristiyanların yerleştiği bir yer haline geliyor. Böylece bu bölge, İkon Düşmanlığı’ndan nasibini minimumda almış oluyor. Yine bu dönemde, bölgede Arap akınları yaşanıyor. 11. ve 12. yüzyıllarda ise Selçuklular’ın etkisi görülüyor. Osmanlı Dönemi’nde ise sular duruluyor ve bölge sonunda huzura kavuşuyor. Kapadokya’da kalan son Hristiyanlar ise Lozan Antlaşması sonrası bölgeden göç ediyor.

 

 

 

Share: