Sabah bir kaşıntıyla uyandım. Aslında bu bende 2-3 gündür vardı. Ama bu gece sabah olmadı bana. Gece bir arada uyandım. Hastanemi aradım. Ebelere konuyu danışmak istedim. En azından bana bir çözüm yolu gösterirlerdi ben de rahat uyurdum. Danışmadaki arkadaş direk doktorunuz arayın ebeler size yardımcı olamaz bu konuda dedi. Saate baktığımda 12 yi geçiyordu. Bir kaşıntıdan için de doktor aranmazdı ki bu saatte. Yattım yerime tekrar. Parmak aralarına kadar kaşınıyordu bütün vücudum. Hatta kaşınmaya yetişemiyordum ki eşime bacaklarımı da onun kaşımasını istediğimi bile biliyorum. Sabah olmuştu sonunda. Kocama kahvaltısını hazırladım. Bir yandan da doktoruma whatcapptan mesaj attım. Ben ki hala bir kaşıntı diye doktoru rahatsız etmeme gayretindeyim. Doktor mesajımı görünce hemen beni aradı. ‘’Hastane dışında olduğunu, benim acil hastaneye gitmem gerektiğini, karaciğer fonksiyon testi yapılacağını, o gerekenleri sekreterine ileteceğini söyledi. Apar topar gittik eşimle. Kan verdik. Sonuçlarım öğleden sonra çıkacakmış. Sekreter netten kontrol etmemi söyledi. Doktorun saat 3 te toplantısı varmış. Toplantıdan önce doktora ulaşmamın benim için daha iyi olacağını söyledi.

Eşim beni anneme bıraktı ve kendisi işe gitti. Ben br yandan kaşınırken bir yandan da elimde telefon tahlil sonuçlarımı takip ediyordum. Hala birşey yemediğimi fark edince annem kahvaltı hazırladı. Bir güzel kahvemizi de içtik. Gün normal seyrinde akıyordu. Sıcaktan artık bende nefes alacak hal kalmamıştı. Annemle beraber bana gittik. Ben bir duş aldım. Annemde bu arada doğum çantamı gözden geçirdi.

Tahlil sonucum çıkmıştı. O da neee…

Normal değer 1…35

Kan sonucu 220

Bu ne demek oluyordu ki. Kalbim hızla atmaya başladı. Hemen doktoru aradım. Aksilik ulaşamıyordum. Eşime yolladım sonucu. O da ‘’korkma bişe yoktur hava çok sıcak ondandır diyordu’’ sonunda doktorun sekleterine ulaştım. Sonucun cıktığını söyledim. Sekleter sonucu doktoruma okuyordu, ben de telefonun öbür ucunda konuşulanları duyuyordum. ‘’Hemen 4. Kata doğum katına çıksın NST ye bağlansın ben geçiyorum oraya’’ dedi doktorum. Doktorumu istedim telefona. ‘’doğum çantamı alayım mı’’ dedim. Yemek yiyip yemediğimi sordu. Yediğimi söyleyince ‘’yarın alırım seni doğuma gerek yok’’ dedi. Aman Allah’ım ne oluyordu. Hemen eşim geldi hastaneye geçtik. NST’ye bağladılar beni. Birden NST bir uyarı verdi. Anneme gösterdim. Annem ‘’kağıt bitti galiba ebeyi çağarayım’’ dedi gitti. Ebe geldi hızla çıktı odadan. 2 dk ka geçmemişti ki elinde evraklarla odaya girdi. Eşime ‘’danışmadan doğum girişi yaptır sezeryana alıyoruz hastayı’’ dedi.

Nasıl yani!

‘’Doktorun geliyor seni hemen hazırlamalıyım’’ dedi ebe. Oysa annem orada konuyu fark etmiş. Kuzumun kalp atışlarında ritimsizlik varmış. Kızıma birşey oluyor diye aldı beni ağlama. Ebe dokturun benden telefon beklediğini söylüyordu. Belli ki beni rahatlatmaya çalışacaktı. İstemiyordum hemen doğuma girip kızıma kavuşmak istiyordum.

Doğumhaneye girerken bile ağlamam bitmemişti. Doktor çok sakin beni bekliyordu orada. Bişe olmadığı şimdi sağlıkla doğumu bitireceğini söylüyordu bana.

Belimden epidural yapılırken bile duymadım. Kendimi düşünmüyordum ki şuan. Kızım sadece o… Neyse ki bitti. Kızımın ağladığını duydum. ‘’Selin korkma bu kız gayet iyi… Kakasını yutmuş olmasından korktum ama o da yok…’’ doktorumun bu kelimeleri beni uyuşturmaya yetti. Kızımı getirdiler başımın dibine. O koku o ten. Nasıl birşeysin sen annem…

Hoşgeldin Masal Nisa Yurtsever

Share: